29 Aralık 2008 Pazartesi

Yerdeniz Büyücüsü - Ursula K. Le Guin


“Sanırım Yerdeniz Büyücüsü'nün en çocuksu yanı, konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşımda tamamladım – ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek." – Ursula K. Le Guin
Yazarın bu şekilde tanımladığı, ilk başta bir üçleme olarak tasarladığı ama yıllar sonra yaptığı eklemeler ile altı kitaplık bir destan haline gelen “Yerdeniz” serisinin ilk kitabı “Yerdeniz Büyücüsü” ile atölyemizdeki ilk kaptanlık görevime başlıyorum.
Yıllardır adını duyduğum, fantastik edebiyat adına övgülere boğulan bu seriyi okuma şansım olmamıştı. Hatta kaç senedir kitaplığımın rafında duruyor olmasına rağmen, bir türlü ona sıra gelememişti. Kısmet Sürçülisan Atölyesi’neymiş.
Ben zaten fantastik roman türünü çok sevdiğim için severek okuyacağımı biliyorum ama umarım aynı zamanda fantastik romana yeni başlayacak olan siz atölye dostları için de keyifli bir yolculuk olur.
Yine keyifli bir atölye toplantısında görüşmek üzere.
Rotamız Yerdeniz…

Okumak isteyenler için serinin tüm başlıkları aşağıdadır,

Yerdeniz Büyücüsü (A Wizard of Earthsea) – 1968
Atuan Mezarları (The Tombs of Atuan) – 1970
En Uzak Sahil (The Farthest Shore) – 1972
Tehanu (Tehanu) – 1990
Öteki Rüzgar (The Other Wind) – 2001
Yerdeniz Öyküleri (Tales from Earthsea) – 2001

28 Aralık 2008 Pazar

Toplantı Soruları

01-Yazar özellikle bir konu üzerine yoğunlaşmış mı? Yoğunlaşmış ise bu konu/konuları nasıl ele almış? Bu konuları okuyucuya iletmekte başarılı mı? Yazarın bakış açısına katılıyor musunuz?
02-Temalar birbirleriyle uyumlu ve hikaye içinde doğal olarak mı ortaya çıkıyorlar? Yoksa yazar bir konuyu anlatabilmek için zorlama durumlar mı yaratıyor?
03-Hikayenin geçtiği zaman ve mekan, konu için önemli mi? Konuyu zenginleştiriyor mu yoksa dağıtıyor mu?
04-Karakterlerden biriyle kendinizi bağdaştırabildiniz mi? Düşünce ve hareketlerini anlayıp hak verebildiniz mi?
05-Romanın akışı içinde karakterler nasıl değişip evrimleşiyorlar? Bu değişiklikler inandırıcı mı?
06-Kitap kişisel olarak sizi etkiledi mi? Rahatsız ya da mutlu etti mi?
07-Kitabı okuduktan sonra bazı konulardaki görüşlerinizi yeniden değerlendirdiniz ya da değiştirdiniz mi? Bazı konularda yeni ya da daha iyi bir bakış açısı kazandınız mı? Daha önce düşünmediğiniz konularda bir farkındalık oluşturmanızı sağladı mı?
08-Karakter ve durumlar size tanıdık geldi mi?
09-Yazar, karakterlerin inandırıcı olmasında başarılı olmuş mu? Örneğin, karakterler yaşlarına ya da yaşadıkları döneme uygun konuşuyor ve davranıyorlar mı?
10-Yazarın tarzı hakkında ne düşünüyorsunuz? Lirik mi, açıklayıcı mı, tarafsız mı, minimalist mi? Eğer birinci/üçüncü/çoklu şahıs gözüyle anlatılsaydı hikaye daha başarılı olur muydu?
11-Geri dönüşler, simgesel anlatım, benzetmeler gibi edebi araçların kullanımı nasıl? Bu araçlar konuyu zenginleştirmiş mi yoksa dağıtmış mı?
12-Eğer kitap bir "tür"e dahil edilebiliyorsa bu hangisidir ve bu türün klişelerine meydan okumuş, kalıpları kırmış mıdır?
13-Eğer hikaye geçmiş bir zamanda geçiyorsa, geçmişin anlatımı size ne hissettirdi? Siz o dönemde yaşasaydınız nasıl davranır, aynı olaylara nasıl tepkiler verirdiniz? Eğer hikaye gelecekte geçiyorsa, yaratılan gelecek vizyonu inandırıcı mıdır? Bu ümit ettiğiniz/korktuğunuz bir gelecek tasviri mi?
14-Eğer hikaye geçmiş bir zamanda geçiyorsa, o zamandan bu zamanla günümüz arasında çok değişiklik olmuş mu?
15-Hikaye yazarın hayatını nasıl etkilemiş? Açıkça görülen etkileri olmuş mu? Hikaye otobiyografik mi? Hikaye, yazarın kendi tecrübesinden kaynaklandığı için mi başarılı?
16-Kişisel olarak kitapta sevdiğiniz ve sevmediğiniz kısımlar neler? Bu kitabı nasıl birisine önerirsiniz?
17-Bir kitaptan keyif almadan onu ilginç bulmak mümkün müdür? Daha fazla keyif almanız için olası değişiklikler nelerdir?
18-Bu kitap "saklanası" mıdır? Tekrar okumak ister misiniz?
19-Kİtap hakkındaki yorumlara katılıyor musunuz? Olumlu/olumsuz eleştirileri hakediyor mu?
20-Kitabın kapağı ve tanıtım yazısı kitabı ne kadar temsil ediyor? Hikayeye uyuyorlar mı? Hakkını veriyorlar mı?
21-Eğer bir devam kitabı yazacak olsaydınız karakterler için neler planlardınız? Eğer devam kitabı zaten varsa, olaylar sizin beklediğiniz gibi mi gelişti? Hayalkırıklığına uğradınız mı?


27 Aralık 2008 Cumartesi

Toplantı Konuları

Merhabalar,
Geç de olsa toplantılarda sorulabilecek konuları listelemeye bugün başlayabileceğim. Bu arada belirtmek isterim ki az önce kitabı bitirdim :) Yarın tartışmak için sabırsızlanıyorum. İlk okuduğumda hiçbir şey anlamamışım denilebilir.
Uzun lafın kısası, listeye başlıyoruz, eklemeler ve çıkarmalar için yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiler...

17 Aralık 2008 Çarşamba

Eylül - Mehmet Rauf

Arkadaşlar, okuyacağımız "Eylül" romanı hakkında kaptan olarak benim bir giriş yazmamı istemişsiniz. İnanın yazmak hiç sorun değil ama "Kitap" başlığı altına yazıyı yerleştirmek bana zor geliyor ve umarım bu yazıyı bloga gönderdiğimde istediğim başlık altında olur. Neyse lafımı uzatmadan konuya gireyim.

Öncelikle neden Eylül romanını seçtiğimi anlatmak istiyorum. Benim okuldaki edebiyat derslerinde en merak ettiğim şey, bu 'ilk ... romanı' konusudur. Hepinizin bildiği gibi "Eylül" de Türk Edebiyatı'nın ilk psikolojik romanıdır. Ben de merak ediyordum ne kadar psikolojik ne kadar başarılı diye, çünkü okuduğum "ilk" lerin çoğu başarısızdı. Sizi de bu deneyin içine soktum ama ben kitaba başladım ve şu ana kadar gayet iyi olduğunu düşünüyorum. Eserin kaleme alındığı dönemde yazılan romanlarda genellikle karakterler derinlemesine işlenmiyor, karakterlerin yaptıkları hareketlerin altında yatan nedenlere pek rastlanılmıyor. O dönemin eserlerinde karakterler olay örgüsünü meydana getirmek için bir vasıta olarak kullanılırken Mehmet Rauf karakterler üzerinden onlara, onların tabitlarına yakışan olaylar geliştiriyor. Kitapta eski kelimelere çok rastlıyoruz ancak onları göz ardı ederek okuduğunuzda kitap çok yakın bir tarihte yazılmış gibi bir his uyandırdı bende. Yalnız daha kitabı bitirmedim, bu net görüşüm değil, bakarsınız Mehmet Rauf Bey bir yerlerde açık verir...

15 Aralık 2008 Pazartesi

28.12.2008 Okuma Atölyesi Kitabı


Herkese merhaba,

Arkadaşlar, kaptanlığını yapacağım 28.12.2008 tarihli atölyede Mehmet Rauf'un "Eylül" romanını okumamızı öneriyorum.
Umarım bu fikrimi sizler de beğenirsiniz.

6 Aralık 2008 Cumartesi

Acil Durum!

Arkadaşlar üzülerek belirtiyorum ki ben kitabı okumaya başlayamadım çünkü hiçbir yerde bulamadım. Bulanınız var mı acaba? Arkadaşımız Orkun'u bu rafine zevkinden dolayı kutlamayı da bir borç bilirim!

5 Aralık 2008 Cuma

Hoşbulduk!

Bazı kitaplar tadılmak, bazıları yutulmak ve çok azı da hazmedilmek içindir.
Bacon


Kitapları hazmedebilmek adına çok güzel bir adım attığımıza inanıyorum ve bunu gerçekleştirebildiğimiz için de hepimizi kutluyorum. Bundan sonra biraz geç kalmış olsam da yazılarımla buradayım.

2 Aralık 2008 Salı

Hoşgeldin

Zaman öyle değerli ki boşa harcanmamalı ve bilgelik öyle derin ki çok çalışılmalı.
O halde hoşgeldin Sürçülisan Güncesi, hepimizi aydınlatman dileğiyle.

1 Aralık 2008 Pazartesi

Sözün Başladığı Yer


Günlerden bir gün hocalarımızdan biri, '...kelimeleri arkaya arkaya sıralayınca cümle oluyor zannediyorsunuz; ama olmuyor.' demişti. Ne zaman çokça konuşulup pek az söz söylendiğini düşünsem o günü hatırlıyorum.

Şimdi ise, ne zaman bu günceye baksam, insanların gündelik konuşmalarını bile düşünerek yaptığı, bunun için vakit ayırdığı zamanları anlatan kitapları hatırlıyorum.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım madem; o halde söz, kitaplardan başlasın!

30 Kasım 2008 Pazar

Vahşi Savaşçının Mutsuzluğu - Pierre Clastres

Merhabalar.
öncelikle hepinize teşekkür etmek istiyorum, ödevime yardımcı olmak adına Clastres'e ilişkin bir okumayı kabul ettiğiniz için. Bildiğiniz gibi ilk toplantımız bir istisna olarak benim bir sunumum ile açılacak. Bununla beraber aslında bir istisna daha yapılabilir. Seçmiş olduğum metnin kolay bir okuma sağlamadığının farkındayım, en çok da çeviri problemleri yüzünden. Bu nedenle okumanın size bir külfet yaratmasını istemiyorum. Örneğin "Marksist ve Antropolojileri" başlıklı makale, aslında çok önemli olabilecekken oldukça sıkıcı ve "düzeysiz"dir :) Ki okursanız eğer düzeysiz derken ne kastettiğim anlaşılır. Bu nedenle, hem sizi bunaltmamak adına yapacağınız okumalara bir yön vermek istedim.

Öncelikle Clastres'in savı kısaca "devlete karşı toplum"dur, incelemiş olduğu yerli toplumları, bölünmemek adına, sınıflı bir toplumun oluşmasına karşı olarak, siyasi iktidarı tek bir kişiye vermekten kaçınırlar. Devletsiz toplumlardır, ancak Engels'in iddia ettiği gibi, devlet mekanizmasını oluşturamadıklarından dolayı siyaset-dışı da değillerdir. Tam tersine, siyasal iktidar, tamamen toplumun üzerinde kalmıştır. Benim başlıca sorunsalım, bu kadar eşitlik vurgusu yapan ilkellerde, kadın ve erkek arasında eşitlik söz konusu mudur? Ya da siyasi iktidarın cinsiyeti ve söylemi eril midir? Okumaları bu sorunsal çerçevesinde yapabiliriz ve Clastres'ı bu noktadan tartışabiliriz. Bunun yanında, "Şiddetin Arkeolojisi: İlkel Toplumlarda Savaş" makalesi bana oldukça sorun çıkaran bir makale, bu makaleyi özellikle okumanızı istiyorum ve bunun üzerine fikirlerinizi paylaşmanızı istiyorum. Clastres'ın da söylediği gibi, ilkel toplumlar şiddetli toplumlardır. Aslında Clastres'ın bize çizmiş olduğu resim, Hobbes'un "doğal ortam"ından çok da farklı değil. Ama Hobbes buradan yola çıkarak, "peki toplum neden bölündü veya sınıflı toplumlara neden geçildi" sorusuna, korku ve buna bağlı olarak güvenlik ihtiyacı cevabını verir. Hobbes'da aslında insanlar bir korkudan kaçmak için başka bir korkunun boyunduruğuna girerler ve sosyal sözleşmenin meşruiyeti de buradan gelir denebilir. Clastres ise kesintinin nedenini "kötü bir rastlantı" olarak açıklamakta. Ama yola çıkmış olduğu ortam, pek de farklı değil. Şiddeti nasıl bir yere koyar Clastres? Bu makaleye özellikle değinmem, bu soruya cevap aradığımdan. Bunun dışında şu sorular üzerinde de bir çalışma gerçekleştirilebilir. Evet, ilkel toplumlar şiddetli toplumlardır. Bu şiddeti de aslında erkek üretir. Bu nokta bizi ataerkilliğe bağlar mı? Neden toplumlar şiddetlidir? Bu savaşın arkasında büyük bir kimlik ihtiyacı (belki de sadece erkek için) var mıdır? Sadece "Vahşi Savaşçının Mutsuzluğu" na bağlı kalarak bu sorulara bir cevap vermeye çalışmamız tabii ki mümkün değil. Ancak bu noktalar üzerinde düşünüp, ilk toplantımızda tartışmaya açmak güzel olabilir, aynı zamanda benim için de yararlı olacaktır:)

Bunun dışında, "İlkel Toplumlarda İktidar Sorunu", "Güney Amerika Yerlilerinin Mitleri ve Ayinleri" adlı makalelere bir öncelik verebilirsiniz. Ama daha önceden belirttiğim gibi, sizi bunaltmak istemiyorum, sıkıldığınız yerde bırakabilirsiniz:) Sonuçta, bu ilk okuma çalışması hem içerik bakımından hem de yapılış biçimi bakımından, gelecek çalışmalardan farklı.
Peki, kolay gelsin:)

03.12.2008
Pierre Clastres'in belki de en önemli makalesi, "Devlete Karşı Toplum", seçmiş olduğumuz kitabın içinde yer almamakta. Dileyen, aşağıda vermiş olduğum linkten, bu makalaye ulaşabilir.
http://yabanil.net/?p=214#more-214

Clastres'ın oldukça açıklayıcı bulduğum bir röportajı aşağıda linktedir. Dileyen buraya da bir göz atabilir:)
http://www.bgst.org/keab/pc20080420.asp

11.12.2008
Bu makale, kitabın içinde yer almakta, kitabı bulamayan arkadaşlar makaleye buradan ulaşabilirler.
http://yabanil.net/?p=107#more-107

17.12.2008
Merhabalar,
Son olarak Pierre Clastres'e ilişkin bir makaleyi sizinle paylaşmak istedim. İlginizi çekeceğini düşündüm çünkü burada yazar Pierre Clastres ile Cemal Bali Akal'ı da karşılaştırmakta...
http://ahmetec.com/cember.pdf

Merhaba ve iyi ki doğdun Sürçülisan


Taze yazar olarak Sürçülisan Güncesi'ne iyi ki doğdun demek istiyorum. Nice toplantılara :)

İlk Buluşma

30 Kasım 2008 Pazar 11:00 Ortaköy

Gündelik hayatımızı özensiz ve sığ muhabbetlerle doldurduğumuzu anladığımızda, hayatımıza daha anlamlı bir şeyler eklemek istedik. Düşündük, taşındık ve dostlarla biraraya gelip bir okuma atölyesi kurmaya karar verdik.

İlk buluşmamızda uzun tartışmalar sonunda atölyemizin adını "Sürçülisan" koyduk.

Bundan sonra iki haftada bir toplanacağız.

Toplantılarımızda her hafta birimiz "Kaptan" olarak tartışmaya yön verecek.

İlk kitabımız Orkun'un seçmiş olduğu Pierre Clastres'in "Vahşi Savaşçının Mutsuzluğu" isimli eseri olacak.

Ve ikinci toplantımız 14 Aralık 2008 Pazar günü 15:00'te Asmalımescit Beyoğlu'nda yapılacak.

Şimdilik bu kadar...

Gelecek toplantılarda görüşmek üzere...