Kitabın ilk satırlarında dikkatimi çeken sözcükler şunlardı: "bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği ben." Hasan Giovanni Leone de Medici kendisini anlatıyor. Ben hiçbir ülkeden ve boydan değilim ben yolların oğluyum diyor.
Hasan'ın başına neler geldi, hangi yollar onu nerelere sürükledi henüz bilmiyorum ama çok merak ediyorum. Çünkü hem sünnet olup hem vaftiz olmak, önce Hasan diye seslenilirken Giovanni diye anılmak, Avrupa'da doğup Afrikalı olmak maddi manevi sınırlarla çizilmiş dünyamızda alıştığımız bir durum değil. Zamanla farklılaştırdığımız her şeyi tek bir insanda bulma imkanı sağlıyor Maalouf bize.
Eminim büyüleyici Semerkant'ın yazarı bizi bu kitabıyla da yine her uğradığı mekana ve zamana yanında taşıyacak. Her dilden, dinden ve mekandan izler taşıdığını hissettiğim roman, eski dünyanın saklı hikayelerini gözler önüne sereceğe benziyor. Okuyup göreceğiz...